Bursa’da Kaç Havaalanı Var? Bir Şehir, Birden Fazla Gökyüzü Bursa, Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk başkenti olarak tarihe adını altın harflerle yazdıran bir şehir. Ama son yıllarda sadece tarihiyle değil, ulaşım altyapısıyla da adından söz ettiriyor. Birçok kişinin aklında “Bursa’da kaç havaalanı var?” sorusu belirmeye başladı. Aslında şehir, büyük bir değişim geçiriyor ve havaalanı sayısı, bu dönüşümün önemli bir parçası. Gelin, hem sayılara bakalım hem de Bursa’nın gökyüzünde hangi uçuşların olduğunu biraz hikâyeleştirelim. Bursa’nın Uçuşa Geçen Yolu: Geçmişten Günümüze Bursa’da havaalanı deyince, aklımıza gelen ilk yer genellikle Yenişehir Havaalanı olur. Çünkü yıllarca, Bursa’nın hava yolu taşımacılığında bu tek başına yetmişti. Yenişehir, şehre…
Yorum BırakHızlı Fikir Durağı Yazılar
REM Uykusu: Bilinçaltımızın Derinliklerinde Bir Yolculuk Hayatın koşuşturmacasında, birçoğumuz uykuya ne kadar dikkat ettiğimizi sorgulamıyoruz bile. Ancak, uykunun en gizemli ve derin katmanı olan REM uykusu, çoğu zaman göz ardı edilen bir alan. Peki, bu evre gerçekten ne kadar önemli? Ne kadar süre sürer ve neden bu kadar kıymetlidir? Bu yazıda, REM uykusunun sadece biyolojik değil, aynı zamanda psikolojik ve toplumsal boyutlarını keşfedeceğiz. REM Uykusunun Kökleri: Biyolojik Temelleri REM (Rapid Eye Movement) uykusu, uyku döngüsünün en aktif kısmıdır. Gözlerin hızlı hareket ettiği, beyin dalgalarının normalden daha hızlı olduğu, kasların ise neredeyse tamamen felç olduğu bir evredir. Burada ilginç olan şey,…
Yorum BırakAmpul Neden İcat Edildi? Bir Felsefi Sorgulama İnsanın en büyük özelliği, her zaman daha fazlasını istemesidir. Hayatın anlamını, doğanın sırlarını ve evrenin işleyişini sürekli sorgulayan bir varlık olarak, biz insanlar yenilikler arayarak dünyayı dönüştürmeye çalışıyoruz. Ama bu dönüştürme çabası yalnızca dış dünyaya yönelik değil, içsel bir ihtiyaçtır da. Bir insanın ışığa ulaşma çabası, aslında yalnızca karanlığa karşı bir mücadele değil, varoluşsal bir sorgulamanın da yansımasıdır. Bu yazıda, ampulün icadını felsefi bir bakış açısıyla, etik, epistemoloji ve ontoloji gibi temel felsefi disiplinler üzerinden irdeleyerek anlamaya çalışacağız. Ampul, bir ışık kaynağı olarak karanlıkla savaşmak için icat edilmiştir, ancak onun ötesinde daha derin…
Yorum BırakHadım Etmek Günah Mıdır? Hadım etme, tarih boyunca farklı kültürlerde ve toplumlarda çok farklı şekillerde uygulanmış bir kavram. Bazı yerlerde devlet işlerinde, saraylarda ve dini görevlerde görülen bu uygulama, diğer yerlerde ise zorlama ve travmatik bir olay olarak anılabilir. Peki, hadım etmek günah mıdır? Din, etik ve toplumsal açıdan nasıl değerlendirilmelidir? Bu soruyu merak eden pek çok insan var. Tarihteki bazı önemli figürlerin ve toplumsal olayların ışığında, bu soruya farklı açılardan bakmak oldukça ilginç olabilir. Bu yazıda, hem pratik bir analiz yapacak hem de bu konuya farklı bakış açılarını dahil edeceğiz. Hadım Etmek ve Tarihsel Perspektif Hadım etmenin tarihsel kökleri,…
Yorum BırakAmpullerde Neden Tungsten Kullanılır? Sosyolojik Bir Bakış Teknolojinin ve günlük yaşamın her anında karşılaştığımız nesneler, genellikle çok daha derin bir anlam taşır. Bir ampul, basitçe ışık veren bir nesne olarak görünebilir, ancak bu ampulün içinde kullanılan materyaller, toplumsal yapılar, kültürel pratikler ve hatta cinsiyet rolleriyle doğrudan bağlantılı olabilir. Herhangi bir nesnenin seçimi ve kullanımı, yalnızca pratik işlevselliği değil, aynı zamanda toplumsal normlar ve değerlerle de şekillenir. Ampullerde neden tungsten kullanıldığını anlamak, aslında sadece bir fiziksel soruya cevap aramakla kalmaz, toplumsal işlevsellik, kültürel değerler ve günlük yaşamın nasıl şekillendiğini de anlamamıza yardımcı olabilir. Ampulün Arkasında Yatan Toplumsal Yapılar Tungsten, ampullerin filamentlerinde…
Yorum BırakSoru basit gibi görünebilir, ama cevabı oldukça karmaşık. Haydariye, eski İstanbul’un kültür mirasının bir parçasıdır. Bu özgün sokak lezzeti, kıvamını yakalayan etli bir karışımdan yapılan bir tür ciğer sarmadır. Peki, ceviz gibi bir malzemenin bu gelenekte yeri var mı? Bu tartışma, aslında geleneksel yemek kültürüne dair daha büyük bir soruyu gündeme getiriyor: Geleneksel yemekler zamanla evrilmeli mi, yoksa sadece geçmişin izinden mi gitmeli? Cevizin eklenmesi, haydariyenin “gerçek” tarifine aykırı mı yoksa ona yeni bir boyut katıyor mu? Bu sorular, sadece yemek severleri değil, kültürün evrimini merak eden herkesi ilgilendiriyor. Geleneksel yemeklere saygı gösterme noktasında, ceviz gibi malzemelerin eklenmesi pek çok…
Yorum BırakFes Rengi Nedir? Bir sabah, güneş henüz doğmamıştı ama annem her zamanki gibi erkenden uyanmıştı. O sabah bir şeyler farklıydı. Evde bir huzursuzluk vardı, sanki bütün eşyalar, perdeler, hatta duvarlar bile beklenenin dışında bir şeyler fısıldıyordu. İçeriye yayılan koku, taze pişmiş ekmek ve kahvenin birleşimiydi ama annemin mutfaktaki o huzurlu sessizliğini de hemen fark ettim. Gözlerinde beliren bir parıltı vardı, hiç görmediğim bir şey. O sabah bana, Fes rengini anlatmak istedi. Fes rengi, aslında sadece bir renk değil. Annemin o sıcacık bakışları, bana her şeyin ne kadar çok derin olduğunu hatırlatıyor gibiydi. O an Fes rengini anlamaya başladım; sadece bir…
Yorum Bırakİzanlı Ferasetli Ne Demek? Küresel ve Yerel Perspektiflerden Bir Yolculuk Bazı kavramlar vardır ki ilk duyulduğunda kulağa ağır gelir ama derinlemesine düşününce insana bir yol haritası sunar. “İzanlı ferasetli” tam da böyle bir ifadedir. Hem aklı hem kalbi, hem bireysel sezgiyi hem toplumsal bilinci bir arada tutmayı ima eder. Bu yazıda kavramı farklı toplumlarda nasıl karşılandığıyla, evrensel ve yerel bağlamlarda ne anlama geldiğiyle ele almak istiyorum. Gelin birlikte, bu sözcüklerin taşıdığı anlam katmanlarına samimi bir keşif yolculuğuna çıkalım. Köken ve Anlam Katmanları “İzan” kelimesi, anlayış, idrak ve sezgisel kavrayış anlamına gelir. “Feraset” ise ileri görüşlülük, basiret, olayların arkasındaki gerçeği görebilme…
Yorum BırakHaysiyetsiz… Bir kelime, bir sıfat. Toplumun çıkarlarıyla, kişisel değerlerle ve insanlıkla olan derin bağlarını sorgulayan, insanların karakterini ve toplumsal yapıyı çürütmekle suçladığı bir etiket. Haysiyetsiz olmak, yalnızca kişisel bir özellik değil, toplumsal bir eleştirinin ta kendisi. Ancak bu kadar güçlü bir kavramı biz, hep aynı şekilde mi anlamalıyız? Gerçekten “haysiyetsiz” diye bir şey var mı, yoksa bu kelime bir kadrajdan başka bir şey mi? Bu yazıda, haysiyetsizlik kavramını her açıdan irdeleyecek ve çoğu zaman gündelik konuşmalarımıza yerleşmiş bu sıfatın ne denli derin, karmaşık ve tartışmalı olduğunu sorgulayacağız. Haysiyetsiz diye bir şey var mı? Yoksa sadece “toplumun sesini” bastırmaya çalışan bir…
Yorum BırakFerman Padişahtır: Gerçekten de “Son Söz” Mü? Tarihin her dönüm noktasında, en büyük otoriteyi elinde tutan kişi “son sözü” söyleyen kişidir. Osmanlı İmparatorluğu’nda ise bu söz, padişahın ağzından çıkar ve devleti, halkı, toplumu yönlendirirdi. “Ferman padişahtır” ifadesi, işte bu mutlak otoritenin simgesidir. Ancak, bu söylem günümüz perspektifinden bakıldığında, sadece bir otoritenin gücünü yansıtmakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal yapıyı ve bireylerin özgürlüklerini nasıl sınırladığını da gözler önüne serer. Bu yazıda, “Ferman padişahtır”ın tarihsel anlamı üzerine cesur bir analiz yapmayı, bu ifadenin gücünü, sınırlılıklarını ve toplum üzerindeki etkilerini sorgulamayı amaçlıyorum. Peki, gerçekten “ferman padişahtır” demek, halkın haklarını, özgürlüklerini kısıtlamak anlamına mı gelir?…
Yorum Bırak