Al Nedir Din?
Kayseri’nin sıcak yaz akşamlarından biriydi. O gün, ilginç bir şekilde, kafamda sürekli aynı soru dönüp duruyordu: “Al nedir din?” Birçok insanın kolayca verebileceği bir cevap gibi görünse de, ben bir türlü tatmin olamıyordum. İnsanların kendi inançları üzerinden dini nasıl tanımladığını düşündüm, ama bir türlü içimi rahatlatacak bir cevaba ulaşamıyordum. Hadi gelin, size anlatayım; bu soruya cevap arayışım nasıl başladığından, ruhumun derinliklerine nasıl dokunduğundan.
Tanıdık Bir Yüz ve Derin Bir Soru
Bir akşam vakti, Kayseri’nin dar sokaklarında yürürken, çay içmek için bir kafenin önüne oturdum. Dışarıda sıcak bir hava, içimde ise soğuk bir yalnızlık vardı. Belki de her şeyin bir anlamı olsun istiyordum. Çevremdeki kalabalık, hep birlikte gülüp eğleniyor, hayatın tadını çıkarıyordu. Ama ben, bir türlü içsel huzura ulaşamıyordum.
İçeriye bir adam girdi. Yüzünü tam seçemedim ama bakışlarında bir şey vardı; belki de yılların yorgunluğu, belki de derin bir sorgulama. Bana doğru yöneldi. Gözlerindeki buğulu bakışı fark ettiğimde, bir an duraksadım. Bir şekilde tanıdık birini arıyordum, ama kimin olduğunu çözemedim. Adam yanıma oturdu. Sonra, birden “Al nedir din?” diye sordu. İlk başta, bu soruyu bir şaka sanmıştım. Ama bakışları öyle ciddiydi ki, soruya cevap vermek zorunda hissettim kendimi.
Al Nedir Din? Cevap Arayışım
“Al nedir din?” diye sordum. Ama gerçekten bu soruya cevap aradım. Din, kelime olarak aklıma geliyor ama hiç bir tanımı gerçek anlamıyla içimde yankı bulmuyor. Bana göre din, sadece bir inanç, bir doğru, bir yol değil, bir yaşam biçimi olmalıydı. Ama o an, o kadar karışık duygular içindeydim ki, neyi savunduğumu bile bilmiyordum.
Adam, gözlerime bakarak cevap verdi: “Din, insanın kendini bulma yolculuğudur. Al ise, almak değil, almak ve verebilmektir. Al, her şeydir; sevgi, sabır, paylaşımdır. Din, insanın kendi yolunda anlam aramasıdır.”
Bu sözler bir anda kafamda bir çığ gibi patladı. Al nedir din? Belki de din, her insanın kendi içinde bulduğu bir yolculuktur. İnsanın anlam arayışıdır. Belki de bu anlamı, sadece başkalarından değil, önce kendisinden almak gerekir. O anda düşündüm; din bir şekliyle de, bir insanın içindeki boşluğu doldurmak, ona huzur ve anlam katmaktı. Ama bu huzuru ve anlamı aramak, sanırım her insanın yaşadığı bir yolculuk.
Heyecan ve Hayal Kırıklığı
Sohbet ilerledikçe, bu adamın sözleri beni derinden etkilemeye devam etti. O kadar sakin, o kadar derindi ki, kelimeleri bir ok gibi kalbime saplanıyordu. Ama bir yandan da, bir tür hayal kırıklığı hissiyle boğuluyordum. Çünkü yıllardır bir cevap arıyordum, ama asıl sorunun ne olduğunu bile bilmiyordum. Bazen insanlar, sadece ne yapacaklarını bilmediklerinden değil, aslında bir soruyu sormaktan korktuklarından da kaçıyorlardır.
“Peki,” dedim, “din gerçekten bir insanın hayatını değiştirebilir mi? O kadar derin mi? Gerçekten anlamlı bir şey bulabilir miyiz?”
Adam bir an sessiz kaldı, gözleriyle gökyüzüne baktı. “Evet,” dedi. “Ama bazen anlam ararken, yanlış yerlerde arıyoruz. Al dediğimizde, sadece maddiyatı, yalnızca dünyayı kastetmeyiz. Al, insanın içindeki en derin duygulardır. Din, bunları doğru şekilde yönlendirmektir.”
O an, sanki içimde bir ışık yanmış gibi hissettim. Bir anlam bulduğumu düşündüm, ama sonra tekrar kafama takılan bir şey oldu. Ya insanlar sadece belli bir zaman diliminde mi buluyor bu anlamı? Ya bu anlam, sürekli değişen bir yolculuksa? Belki de her şey, sürekli bir arayıştan ibaretti.
Anlamı Ararken
O akşam kafede, o tanımadığım adamla, uzun bir süre sessizce oturduk. Şehir ışıkları loş bir şekilde parlıyor, Kayseri’nin gece havası, bir zamanlar kaybolduğumu düşündüğüm benliğimi sarmalıyordu. O an düşündüm: Belki de din, sadece bir şey almak değil, her şeyin bir denge olduğunu anlamaktı. Al, sadece kelimelerde değil, duygularda da bir yolculuktu. Din, belki de insanın bu yolculukta bulduğu içsel barıştı.
Kafede bir süre daha oturup, son bir kez gözlerime baktım. Al nedir din? Şimdi, daha fazla sorum vardı. Ama o adamın söyledikleriyle içimdeki boşluk biraz olsun dolmuştu. Din, bir yolculuktu, ve bu yolculuk, her insanın kendi iç yolculuğuydu. Al, sadece almak değil, anlamı ve huzuru keşfetmekti.
Sonuç: İçsel Arayış
O akşamdan sonra, Kayseri’nin sessiz sokaklarında yürürken bir şey fark ettim. Al nedir din? Artık sadece bir soru değil, bir keşifti. Din, her an değişen, her an yenilenen bir yolculuktu. Bu yolculukta alınacak her bir şey, insanın içindeki derin boşlukları doldurabilir. Ama önemli olan, o boşlukları nasıl doldurduğumuzdu. Din, sadece inanç değil, bir içsel keşifti.